MİTRA KADIN SAĞLIĞINA HOŞGELDİNİZ, Beden, Zihin ve Ruh bütünlüğü saglıklık halidir.

Kişiye Özel Uygulamalar

•      Son yıllarda sanayileşme ile birlikte  ruhsal kirlenmeler -travma artışlarının dışında. Yiyecek – içeçekler, genetiği değiştirilmiş gıdalar, özellikle buğday, içinde boya olan içeçekler, kola, kozmetikler kullanılan gereksiz antibiyotikler sonucu barsak sistemimiz bozuldu bizi koruyan arındıran organlarımız aldığımız bu toksinler ve kirleri yeterince vucudumuzdan atamaz oldular. Bu durumda da kirlenmeler arttı. kronik hastalıklar v e Kanser arttı. Bu durumda  insan olarak toksin yüklenerek kirlenerek daha çabuk hasta olmamıza ve de doğurganlığımız için önemli olan sperm ve yumurtanın kalitesini ve sayısını olumsuz yönde etkilemekte. Oluşan bu kirliliği ortadan kaldırdığımızda ve de yediklerimizi düzenlediğimizde insan kendisini hücrelerini yenilemekte ve sağlığını kazanarak doğurganlığı yeniden oluşmaktadır. Özellikle polikistik over gibi son yıllarda sık gördüğümüz bedensel kirlenmenin toksin yükünün overlerde birikmesi  sonucu ortaya cıkan hastalıklarda etkili olmaktadır.

•      Dünyada özellikle Cin ve uzak doğuda 5000 yıldır sık uygulanan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp uygulamaları ülkemizde de 2014 yılında sağlık bakanlığının izni ile yaygınlaşmaya başladı. Özellikle batı tıbbının ilaç ile çare bulamadığı bir çok kronikleşmiş hastalığı Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları ile tedavi edilmekte.

•      Bizde özellikle gebe kalamayan tüp bebek-infertil hastalarda, sperm ve yumurta sorunu olan kronik hastalıkları olan, özellikle allerjileri olan, barsak sorunları olan polikistik overli, insilün direnci olan, kötü over cevaplı, yumurtalık rezerleri azalmış, tedaviye az cevap veren tüp bebek  infertil hastalarımızla çalışmaktayız.

•      Geleneksel ve Tamamlayıcı tıp Uygulamaları ( AKUPUNKTUR, OZON TERAPİ, NÖRAL TERAPİ, FİTOTERAPİ, MİKROBİYOTA-BARSAK DÜZENLEMESİ-KÖK HÜCRE, CGF UYGULAMASI) ile Ruhsal ve Bedensel temizlik yapılır, Gıda ve diyet düzenlenmesi  ve barsak mikrobiyatası - disbiyozisi düzenlenir. Barsaklarda oluşan zararlı floranın yerine, yararlı bakteri florası oluşturulur. Alınan gıdaların barsalarda sindirilerek vucudumuza yararlı hale gelmesi sağlanır. Ve böylece insanın kendisini iyileştirme, hastalıklardan kurtulma kendi kendini iyileştinme ortamı yaratılmış olur. Yükselen hormonlar normal seviyelere inmeye başlar.

•      Gebe kalma olasılığı ve oosit-sperm sayılarında bariz artışlar gercekleşir.

CGF-CD34

CGF-CD34  tekniği, ilgili hücrelerin ya da dokuların rehabilitasyonunu sağlamak için kullanılabilecek olan ayrı ayrı fazlar da kanın iyileşme potansiyelininin tümünün yoğunlaştırılarak kullanılması sağlanmıştır.

CGF-CD34 tekniği ile doku rehabilitasyonuna yardım etmede rol oynayan faktörler şunlardır:

KÖK HÜCRELER(CD34):

Çeşitli potansiyellere sahip bu hücreler, hücre çoğalmasına yardımcı olup, rehabilitasyonu yöneten hücrelerdir.

DOĞAL BÜYÜME FAKTÖRLERİ

Dokuya yeniden şekil verilmesi ya da rehabilitasyonu ile iyileşmenin tetiklenmesini sağlayan ve diğer yöntemlere göre CGF-CD34 tekniğinde daha yoğun biçimde kişinin kendi kanından doğal yöntemlerle elde edilen büyüme faktörlerini içerirler.

CGF-CD34 tekniği ile kandan elde edilen sıvının özellikleri;

1.                  SERUM: Serum kanın en hafif ve akışkan kısmıdır. CGF-CD34 tekniği için temel niteliğindedir; çünkü tüm maddeleri, birçok biyokimyasal bileşeni ve aktivatörü karıştırabilen bir sıvıyı temsil etmektedir. Serum; dokuyu yıkamak ve tüm rehabilite edilen doku parçasını örtüp korumak için kullanılır.

2.       PRP: CGF-CD34 tekniğinde aynı zamanda klasik PRP yönteminde elde edilene yakın PRP materyali elde edilmektedir. PRP nin kullanıldığı tüm durumlarda uygulanır.

3.       KONSANTRE BÜYÜME FAKTÖRLERİ VE KÖK HÜCRELER: Beyaz kan hücrelerinin hemen altında yoğun pıhtı tabakasının ise üstünde yer alırlar. İyileştirme performansı en yüksek olan kısım budur. Sadece dokuya direk uygulanmakla kalmaz, doktorunuz gerekli gördüğünde damar yoluyla da uygulanabilir.

4.       DİĞER HÜCRELER VE PIHTI : CGF tekniğinde kırmızı faz konsantre pıhtı faktörleri, kırmızı ve beyaz kan hücrelerini, az miktarda tormbositleri içerir. Koyu kırmızımsı yoğun bir jele benzer. Bu kısım genellikle kullanılmaz.

CGF-CD34 NE DEMEKTİR?

•                    CGF-CD34 ; Kişinin kendisinden alınan kanın dört farklı devir ve süredeki santrifüj işlemi ile bileşenlerine ayrılmasından sonra trombositleri,lökositleri ve çeşitli büyüme-growth faktörlerini ve sitokinleri içeren katmanın adıdır.

•                    Kandaki CD34 adlı kök hücreler ve Trombositler;

•                    Kan pıhtılaşmasında

•                    Dokuların iyileşmesinde

•                    Hücrelerin büyümesinde, çoğalma ve gençleşmesinde, hasarlı dokuların onarımında ve doğal iyleşme süreçlerini tetikleyici bir “büyüme faktörlerini, yani Growth-Büyüme Hormonu) salgılar.

•                    Dokularımızda herhangi bir hasar oluştuğunda kanımız, trombositleri bu dokuya toplayarak bir onarım süreci başlatır.

•                    CGF-CD34 uygulamasının amacı ise bu hedef dokuya kan dolaşımı ile taşınabilecek olandan çok daha fazla sayıda trombositi verebilmektir, böylece hasarlı dokunun onarımı da bu kadar hızla ve güçlü bir şekilde başlar ve daha çabuk sonuçlanır, çünkü CGF-CD34 ile elde edilen trombositlerin yoğunluğu kandakinden 2 ila 5 kat fazladır.

•                    CGF-CD34 son yıllarda giderek artan bir şekilde çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmaya başlanmış,oldukça yeni ve daha doğal bir tedavidir.

•                    Başlangıçta daha çok “Kozmetik ve Anti-aging” amaçlı kullanılmış olsa da sonraları özellikle
kas iskelet sistemi hastalıklarında , yaralanmış bölge iyileşmesinde , yaraların ve yanıkların tedavisinde ve saç dökülmesin de kullanılan, diğer tedavilere kıyasla daha kolay bir yöntem

•                    Trombosit ve Lökosit bakımından zengin kan sıvısı-plazmanın hücre çoğalmasını, farklılaşmasını, kanlanmasını ve hücrelerin arasındaki bağ dokusunu-dolguyu arttırdığını, ayrıca çeşitli enfeksiyonlara karşı savunma mekanizmasını harekete geçirdiğini gösteren çok sayıda kanıt bulunmaktadır. Trombositin ürettiği bu maddelerle oluşturduğu etki sayesinde tıpta pek çok alanda kullanılmakta olup,FDA onaylıdır.

CGF-CD34 NASIL UYGULANIR ?

•                     CGF-CD34 uygulamaları çeşitlidir;

•                    Cilt,

•                    Kas, tendon,eklem içi,

•                    Vücut boşlukları ile

•                    Yaralı yada hasarlı her bölgeye uygulanabilir

•                    Yaralanmış alan dikkatli bir şekilde temizlenir. Yüksek konsantrasyondaki trombosit solüsyonu ve büyüme-growth faktörleri en çok hasarlı dokuya enjekte edilir.

•                    Geriye kalan plazma sıvısı daha az hasarlı bölgelere enjekte edilir.

•                    Böylelikle vücudun kendini yenileme(rejenerasyon) ve iyileşme potansiyeli uyarılır.

•                     CGF-CD34, ENJEKSİYON YÖNETMİ DIŞINDA ;

•                    MEZOTERAPİ,

•                    MASKE İÇİNDE

•                    YÜZEYEL SÜRÜNTÜ ŞEKLİNDE

•                    BİTKİSEL KREM-POMADLARIN İÇİNE KARIŞTIRILARAK

•                    GÖZ KURULUĞUNDA GÖZ DAMLASI HALİNDE

•                    YARALARIN ÜZERİNE SÜRÜLEREK UYGULANABİLİR.

TEDAVİ AMAÇLI CGF-CD34 UYGULAMALARI
HANGİ DURUMLARDA YAPILIR ?

•                    FİBROMİYALJİ VE KULUNÇ TEDAVİSİNDE

•                    BURKULMA VE DARBELER DE
(Ayak ve El )

•                     EKLEM KİREÇLENMELERİN DE
(diz,kalça,omuz,ayak bileği)

•                    KIKIRDAK ve KEMİK AŞINMASI-KİREÇLENMELERİNDE
(Gonartroz ve Patella tendiniti)

•                    EKLEM BAĞ YARALANMALARINDA
(Menisküs yaralanma ve yırtıkları )

•                    TOPUK DİKENİNDE

•                    BEL ve BOYUN FITIKLARINDA

•                     YARA ve YANIK TEDAVİLERİNDE
(Diyabetik Ayak,İyileşmeyen yaraların ve yanıkların tedavisinde)

•                    KRONİK BEL ve BOYUN AĞRILARINDA

•                     İLTİHABİ KAS ve ROMATİZMAL HASTALIKLAR DA
(Fibromiyalji,Myofasial ağrılar  ve kulunç ağrısı olarak bildiğimiz kas gerginliklerinde)

•                    KAS ZEDELENMELERİNDE,KAS-BAĞ DOKUSU YAPIŞIKLIKLARINDA

•                    CİLT YAPIŞIKLIKLARINDA – CİLT KALINLAŞMALARINDA

•                    SAÇ DÖKÜLMESİNİN TEDAVİSİNDE
Saç dökülmelerinin tedavisinde tek başına veya diğer tedavilere yardımcı olarak saçları döküldüğü bölgelere enjekte edilir. Cansız kuru ince yıpranmış saçların tedavilerinde, Kıl kökleri  canlı ise yeni saç çıkışını sağlıyor, saç dökülmesini azaltıp saçların  kalınlaşması ve güçlenmesine yardım ediyor.  Özellikle erkek tipi saç dökülmelerinde oldukça yüz güldürücü bir tedavidir.

ESTETİK AMAÇLI CGF-CD34 UYGULAMALARI

•                    Derimizin yaşlanması aynı yaralanma sürecinde olduğu gibi bazı fiziksel özelliklerini kaybetmesinden kaynaklanır.Bu nedenle derimizi gençleştirmeye yönelik uygulamalarda aslında vücudumuzun bir yarayı iyileştirirken yaptıklarını çeşitli yöntemlerle taklit ederiz.

•                    Derideki bir hasarı en etkili, en hızlı ve en doğal biçimde onarabilecek olan yapı, yine derinin ait olduğu bütünün bir parçasıdır.  CGF-CD34 uygulamasında da yaptığımız sadece vücüdun iyleşme kapasitesini arttırmaktır.

•                    ESTETİK AMAÇLI CGF-CD34;

•                    Yüz,

•                    Boyun,

•                    Dekolteler,

•                    Eller,

•                    Bacak içleri-selülit bölgeleri,

•                    Kollar gibi sarkmış tüm vücut bölgelerine uygulanabilir.

•                    CİLT KIRIŞIKLIKLARI-SARKMALARININ TEDAVİSİNDE ;
Tüm yüz bölgesinde;alın, göz kenarı, burun kenarı kırışıklıklarında,
Boyun ve dekolte bölgesinde kırışıklık,sarkma ve lekelerin tedavisinde
Üst kol,karın,iç bacak,diz bölgeleri kırışıklık, sarkma, çatlaklarında
Tüm vücutta görülen sarkma ve  çatlak ve ,izlerin giderilmesinde, başarı ile uygulanmaktadır.

•                    YÜZ GENÇLEŞTİRMEK AMACIYLA ;
CGF-CD34 solüsyonuna uygun dozlarda Ozon eklendiğinde hem iyileştirici hücre olan trombositle aktive olur, hemde iyileştirici madde olan Büyüme-Growth Hormon miktarı önemli ölçüde artar. Dokulardaki oksijen seviyesi yükselir.

•                    CİLT LEKELERİNDE, GEBELİK LEKELERİNDE, CİLT VE AKNE İZLERİNİN TEDAVİSİNDE

•                     OZONLANMIŞ CGF-CD34 NİN ESTETİK AMAÇLI KULLANILMASI : Özellikle yüz gençleştirme ve saç dökülmesinin önlenmesi tedavilerinde ozon tedavisi ile kombine kullanıldığında çok başarılı bir ikili oluşturmaktadır. Ozon tedavisi ile önce doku kanlanması oksijen seviyesi arttırılır. Daha sonra CGF-CD34 terapi ile dokunun iyileşmesi sağlanır.

•                    YÜZDE LIFTING ETKİSİ SAĞLAR ; Derinin hızla yapılanmasını sağladığından uygulanan cilt gölgesinde toparlanma yani lifting etkisi oluşturur.

•                    YÜZDE PEELING ETKİSİ SAĞLAR ; Peeling gibi uygulamalardan sonra, derinin hızla yapılanmasını sağlar.Deride oluşan kırışıkların düzelmesi, çöküntülerin giderilmesi, esneklik ve parlaklığın kazandırılmasını sağlar. İyileşmesi uzun süren yara, çatlak ve derinin zarar gördüğü durumların kontrolünü sağlar.

•                    YÜZDE DOLGU ETKİSİ SAĞLAR ;
Deride oluşan kırışıkların düzelmesi, çöküntülerin giderilmesi, esneklik ve parlaklığın kazandırılmasını sağlar.

•                    SELLÜLİT, DOĞUM VE KİLO VERMEKTEN KAYNAKLANAN ÇATLAKLARIN TEDAVİSİNDE

•                    SAĞLIKLI SAÇLARIN KORUNMASIN DA

•                    DİĞER UYGULAMA NEDENLERİ ;
Estetik amaçlı CGF-CD34 uygulamalarını Vagina, penis estetiği gibi amaçlarla genital vücut bölgelerine uygulanabilir. Sonuçta vücudunuzda yıprandığını düşündüğünüz her yere uygulayabiliriz.

CGF-CD34 UYGULAMA SIKLIĞI ve DOZU NE OLMALIDIR ?

•                    Yapılan bilimsel çalışmalar, bu konuda kesin bilgi verilmesi için yeterli değildir. Bu nedenle CGF-CD34 uygulamasının sıklığı-kaç defa uygulanacağı ve uygulama şekli her kişiye ve aldığımız yanıta göre değişiklik gösterebilir.

•                    Pratik uygulamada klasik olarak 3-6 seans CGF-CD34 uygulamasının yeterli olduğu düşünülürse de, ilerleyen seanslarda planlanan sayıya ilave edilebilir veya erkenden sonlandırılabilir. Buna kesinlikle hekiminiz karar vermelidir.

•                    CGF-CD34 uygulamasında bir doz aşımı problemi söz konusu değildir. Uygulanan bölgeye yetecek şekilde konsantre trombosit içeren plazma miktarına göre kişiden alınacak kan miktarı belirlenir. Bu genellikle bir bölge uygulaması için 10-20 cc arasında kan demektir. Bu miktardaki kandan yaklaşık 2-5 cc arsında konsantre trombosit içeren plazma elde edilir.

CGF-CD34 ETKİSİ NE KADAR SÜRER ? BAŞARI ORANLARI NEDİR ?

•                    CGF-CD34 enjeksiyonunda bir ilaç, ürün vb. farmakolojik ilaç uygulanmayıp,yanlızca vücudun kendi iyileştirme potansiyeli kullanılmaktadır. Bu iyileştirme uyarısı sayesinde sonuçlar genellikle yavaş, ama kalıcı olmaktadır.

•                    Genellikle ilk enjeksiyondan sonra yararları görülür.Uygulamadan birkaç gün sonra ciltte sağlıklı bir parlaklık ortaya çıkar.

•                    15-30 yada 45-90 günde bir yapılacak 3 – 6 uygulamadan sonra yılda 3-4 kez tekrarlanırsa kürlerin etkisi kalıcı bir gençleştirici etkiye eşdeğerdir.

•                    İlk enjeksiyondan 2 – 4 hafta sonra hasarlı dokunun durumu tekrar değerlendirilir. İhtiyaç olursa bazı durumlar için ilave enjeksiyon planlanır.

•                    Bir yıl sonraki kontrolde eğer kişinin yaşam tarzına bağlı olarak;

•                    Menopoz dönemindeyse,

•                    Sigara, alkol kullanıyorsa,

•                    Beslenmesine dikkat etmiyorsa,

•                    CGF-CD34 uygulanan bölgesinde travma yada enfeksiyon oluşmuşsa,

•                    Cildini güneş ve Ultraviyole ışınlarından koruyamıyor ise;

•                    İLAVE CGF-CD34 KÜRLERİNİN YAPILMASINA İHTİYAÇ DUYULABİLİR. OLUMSUZ FAKTÖRLERDEN KORUNABİLİYORSA İKİNCİ CGF-CD34 KÜRÜ İÇİN 1 veya 2 YIL BEKLENEBİLİR.

•                    Bazı kişilerde kısmi bir iyileşme olurken, bazılarında tam iyileşme gösterilmiştir. Birçok bilimsel çalışmalarda başarı oranının %80 – 85 oranında olduğu gösterilmiştir. Bazı çalışmalar uygulamadan 6-9 ay sonra bile iyileşme sürecinin hala devam ettiğini göstermiştir. Ancak doku hasarına yol açan nedenler ortadan kalkmadığı sürece, doğal olarak hasar tekrar oluşabilir.

•                    Uygulamadan 1 hafta sonra ciltte fark edilir bir parlaklık ve renkte açılma oluyor . 2. Seanstan sonra da kırışıklıklarda yumuşama meydana geliyor. Şu ana kadar CGF-CD34 nin başarısızlığı yada olumsuz etkileri nedeniyle tedaviyi yarım bırakan danışanımız olmamıştır.

CGF-CD34, CERRAHİ ÇÖZÜMÜN  ALTERNATİFİMİDİR?

•                    Hayır, CGF-CD34 asla cerrahiye alternatif değildir. Ancak cerrahiden önce uygulanması gereken bir tedavi yöntemidir.

•                    Cerrahinin gereksiniminin ve cerrahi mutlaka yapılacak ise öncesinde CGF-CD34 uygulaması ile cerrahinin genişliğinin azaltılması mümkündür.

CGF-CD34 UYGULAMASININ YAN ETKİLERİ NEDİR?

•                    Herhangi bir yan etkisi olmayan CGF-CD34 tedavisinde herhangi bir ilaç, ürün vb. farmakolojik ilaç verilmeyip,yalnızca kişinin kendi kanı kullanıldığı için herhangi bir alerji, hastalık bulaşma riski, doku uyuşmazlığı riski de bulunmuyor.

•                    Şüphesiz her enjeksiyonda görülen morarma, kanama, kızarıklık, yanma ve az da olsa ağrı veren sinir hassasiyeti gibi durumlar görülebilir.

•                    Kişinin kendi kanı yine kendisine verildiğinden, herhangi bir hastalığın bulaşması söz konusu değildir. Ancak, hijyene çok dikkat edilse bile bazen istenmeyen enfeksiyonlar sözkonusu olabilir.

•                    Hijyen kurallarına dikkat edilerek yapılan uygulamalarda herhangi bir yan etki,olumsuzluk izlenmez .

•                    Kullanılan materyale kişinin kendi kanının dışında bir şey eklenmediği için güvenli bir uygulamadır. ANCAK, Ancak böylesine yüksek güvenlikli bir etki elde edebilmek için UYGUN  KİTLER KULLANILMALIDIR.

•                    Yapılan tedavi sonrası kişi günlük hayatına devam edebilir.

CGF-CD34 UYGULAMASINDAN SONRA NELER OLUR?

AĞRI OLUR MU ?

•                    Yalnızca yapıldığı bölgede geçici bir morarma,ağrı ve şişme yapabilir. Bu etki 1-2 gün içinde kendiliğinden geçer ve herhangi bir zararı yoktur. Bu durumda buz uygulama ve basit ağrı kesiciler kullanılabilir.

•                    CGF-CD34, tamamen acısız bir yöntem değildir, ancak yeterli miktarda anestezik pomad uygulandığında sizi sosyal hayattan,işiniz gücünüzden ayırmayan bir yöntemdir. Asetaminofen grubu ilaçlar kullanılabilir.

•                    CGF-CD34 enjeksiyonlarından sonra birkaç hafta içinde iyileşme belirtileri gözlenirken ağrı günler içinde yavaş yavaş azalır.

•                    Saç dökülmesi veya estetik amaçlı uygulamalardan 15-20 dakika önce pomad şeklinde yüzeyel anestezik, uygulanacak bölgeye iyice yedirilerek sürülür. Uygulamaya başlamadan önce antiseptik solüsyon ile anestezik pomad silinir.

•                    Estetik ve cilt CGF-CD34 uygulamaları dışındaki CGF-CD34 uygulamalarında, hasarlı dokunun iyileşmesi için belirli bir süre gerekeceğinden, normal günlük fiziksel aktivite ile yoğun egzersizlere ne zaman dönüş yapabileceğinizi hekiminize sormalısınız.

CGF-CD34, HANGİ DURUMLARDA UYGULANMAZ ?

•                    Kan sayımı (hemogram) tetkiklerinde Trombosit sayısı yetersiz olan yada herhangi bir yerinde kolayca çürük-morarma oluşan kişilerde,

•                    Aktif enfeksiyon geçirmekte olanlarda,

•                    Kanama hastalığı olanlar veya aynı gün yüksek miktarda “kan sulandırıcı ilaç” kullananlarda

•                    Kronik Karaciğer Hastalığı olanlarda (Siroz,hepatit… )

•                    Uygulama bölgesinde Kanser bulunan kişilerde UYGULANMAZ.

CGF-CD34 UYGULAMASINDAN SONRA NELERE DİKKAT EDİLMESİ GEREKİR ?

•                    Uygulama sonrasında bölgede kızarıklık ve gerilme hissi olacak, tedaviye gerek duymadan kendiliğinden iyileşecektir, Uygulama bölgesinin 4-6 saat süre ile yıkanmaması, temizlenmemesi önerilir.

•                    CGF-CD34 uygulama sonrası 12-24 saat makyaj ürünleri kullanılması önerilmemektedir.

•                    CGF-CD34 uygulaması sonrası 12-24 saat havuz, denize girilmemesi gereklidir.

•                    Enjeksiyondan sonra anti-enflamatuar (yani romatizmal- ağrı kesici) ilaçlar CGF-CD34 ile uyarılan doğal iyileştirme sürecini i nötralize edileceğinden kullanılmaz.  Ancak CGF-CD34 uygulaması nedeniyle ağrınız devam ederse Parasetamol türü ağrı kesici kullanabilir yada soğuk-buz kompres uygulaması yapabilirsiniz.

•                    Yüz ve boyun cildine CGF-CD34 uygulamasından sonra makyaj yapılmaması, saf ozonlanmış yağ-pomad herhangi bir kozmetik ürün kullanılmaması önerilir.

•                    FARKLI CGF-CD34 YÖNTEMLERİ VARMIDIR ?

•                    Evet, klinikteki doktorun deneyimine göre farklı CGF-CD34 teknikleri, kişinin ihtiyacına göre belirlenerek uygulanabilir.

BAŞKA CGF-CD34 TEKNİKLERİ VARMIDIR ?

•                    OZONLU CGF-CD34 UYGULAMASI

•                    DERMAPEN-MİKROİĞNELEME VEYA CGF-CD34 UYGULAMASI

•                    Biz kliniğimizde yılların deneyimi ile tüm CGF-CD34 yöntemlerini uygulamaktayız.

CGF-CD34 NİÇİN TERCİH EDİLMELİDİR ?

•                    Dışardan herhangi bir kimyasal madde yada ilaç uygulanmadığı için,

•                    Kişinin kendi kanından elde edilen doğal bir bileşim olduğu için

•                    Allerji ve yan etkileri olmadığı için

•                    Kısa süreli bir uygulama olduğu için

•                    Etkisi kısa sürede başladığı için

•                    Etkisi kalıcı ve uzun süreli olduğu için

•                    Uygulama kolay, pratik ve hastane-ameliyathane şartları gerektirmediği için

•                    Dolgu ve mezoterapi etkilerine benzer etkileri nedeniyle CGF-CD34 sayesinde yüz kırışıklıkları ve saç dökülmesi için kozmetik ürünlere vermekte olduğunuz yüksek faturalardan kurtulmuş ve yüzeyel kullanılan ürünlere göre çok daha etkili bir sonuç elde etmiş olursunuz.

DİKKAT ! CGF-CD34, TIBBİ BİR UYGULAMADIR ve SADECE DOKTORLAR TARAFINDAN UYGULANMALIDIR.

BAŞKASININ KANINDAN ELDE EDİLEN CGF-CD34
BAŞKA BİRİSİNE UYGULANABİLİRMİ ?

Teorik olarak evet. Çünkü eritrosit gibi hücreler olmadığından kan grubu uyuşmazlığındaki gibi bir uyuşmazlık görülmez.  Ancak başkasının kanında bulunan bir enfeksiyon geçişi nedeniyle yeterince güvenli değildir.

Ameliyatsız Vajina Daraltma

Kadınlarda vajinal genişleme, zor doğumlara ya da pelvik taban (aşk kasları) kaslarının kullanılmamasına, bu kasların zayıf olmasına ve gevşemesine bağlı olarak ortaya çıkar. 

Genişleme ve sarkmalar nedeniyle oluşan  cinsellikten zevk alamama, cinsel isteksizlik, boşalma-orgazm sorunlarına karşı, ameliyatsız olarak vajinal cone uygulamaları,  biofeedback cihazı ile vajina  kaslarının güçlendirilmesi ve lazer uygulamaları ile  tedavi edilebilmektedir.

Bu tedavilere ek olarak cinsel terapi uzmanları tarafından cinsel danışmanlık verilebilir. Kadın-erkek farkları ve de birlikte güzel ilişki sanatı öğretilir.

Ayrıca bu tür uygulamaları öğrenmek ve yapmak  ilerleyen yaşlarda vajinal genişleme, idrar kaçırma, sarkma problemlerini de engellemektedir.

Bu konu ile ilgili neler yapılmaktadır;

  • LAZER Uygulamaları -Ameliyatsız vajina daraltma
  • HIFU Uygulamaları- Ameliyatsız yoğunlaştırılmış USG dalgaları ile vajina daraltma
  • FES ile vajinanın aşk kaslarının güçlendirilip, geliştirilmesi ve vajina daraltma
  • BİOFEDBACK Uygulamaları ile vajinanın (aşk kaslarının) güçlendirilip geliştirilmesi ve vajina daraltma
  • VAJİNAL CONE Uygulamaları, vajinanın (aşk kaslarının)güçlendirilip geliştirilmesi ve vajina daraltma (Uzak Doğu’da ve Rusya’da çok yaygın kullanılmaktadır.)
  • KEGEL Egzersiz eğitimlerinin düzenlenmesi ve öğretilmesi

Lazer Biofeedback

Kadınlarda vajinal genişleme genital bölgede, doğum ya da pelvik taban (aşk kasları) kaslarının gevşemesine bağlı olarak ortaya çıkan bir sıkıntıdır. Genişleme ve sarkmalar nedeniyle oluşan ve cinsellikten zevk alamama, cinsel isteksizlik, boşalma-orgazm sorunlarına neden olan vajinal genişleme biofeedback cihazı ve lazer uygulamaları ile tedavi edilmektedir.

Kadınlarda genital bölgenin genişlemesinin neden olduğu cinsel isteksizlik ve haz alamama sorununu gidermek için genital estetik uygulamalarına cinsel terapi seansları eklenir. Cinsel terapilerde, çiftlere güzel ilişki sanatı öğretilmektedir.

Bu uygulamaları öğrenmek ve uygulamak ilerleyen yaşlarda idrar kaçırma, sarkma problemlerini de engellemektedir.

PRP UYGULAMASI

Trombositten zengin plazma (PRP=platelet rich plasma), kişiden alınan küçük miktardaki kanın özel bir tüpe konularak bir dizi işlemden geçirildikten sonra elde edilen trombositten zengin plazmanın, yine aynı kişiye enjeksiyon yoluyla geri verilmesi şeklinde uygulanmaktadır. Trombosit denilen kan hücreleri, vücudumuzdaki    hasarlı dokuların onarımı ve doğal haline dönüşmelerini sağlamak için gerekli ‘büyüme faktörlerini’ yapısında barındırmaktadır.

Eğer dokularımızda herhangi bir hasar olursa bu kan hücreleri, hasarlı dokuya gelerek onarım sürecini başlatırlar. PRP tedavisinde ise normal şartlar altında toplanan trombositlerden daha çok miktarda hücre hasarlı dokuda birikmektedir ve böylece onarım süreci hızlı ve güçlü bir şekilde başlamış olur. PRP yöntemi cilt gençleştirme, yara iyileşmesi, saç dökülmeleri ve sivilce izi tedavilerinde kullanılmaktadır.

 

Tedavi için hastadan yaklaşık 5 - 10cc kan alınır.

Özel bir tüpte özel bir santrifüj ile elde edilen PRPgulanır uy. Bu işlem sonucu plazma içinde normalden daha fazla miktarda trombosit birikmiş olur. Trombositten zenginleştirilmiş bu plazma, aynı kişiye dışardan cilde yedirerek yada enjeksiyon yoluyla verilir.

Kişinin kendi kan ürünü kullanıldığı için herhangi bir alerjik reaksiyon görülmez.

Uygulama 2-4 hafta arayla 4-6 seans yapılmakta.

FES ile Vajina Daraltma

Elektrik stimülasyonu pelvik taban kas kuvvetini arttırmak için etkin bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Çok düşük doz elektrik akımı ile alt pelvis kaslarına özel bir stimülatör yardımıyla yüzeysel elektrotlar kullanılarak akım verilmesidir.

Elektrik stimülasyonu yöntemi olarak alçak ve orta frekanslı akımlar, düz veye kesikli galvanik stimülasyon, faradik stimülasyon, TENS ve enterferansiyel akım uygulamaları yapılabilmektedir.

Doz ve süre hastaya göre ayarlanmaktadır.

Bu düşük doz elektrik akımları pelvik taban kaslarını kuvvetlendirir ve sinirlerin uyarısını düzenler.

Vajinal Cone

VAJİNAL CONE Uygulamaları, vajina ve aşk kaslarının güçlendirilip geliştirilmesi ve vajina daraltma (Uzak Doğu’da ve Rusya’da çok yaygın kullanılmaktadır.)

Vajinal koni: Koniler, AŞK KASLARINI yani pelvik taban kaslarını güçlendirme kullanılır.

Etki mekanizması: Pelvis taban kasında güçlü kasılmalara neden olarak pelvis kas gücünü arttırmak amaçlanır. Vajina daralmasını sağlamak.

Tedavinin temeli, istemli ya da istemsiz pelvis taban kasılmalarıyla bir biofeedback duygusu oluşturma esasına dayanır.

Konilerin  Ağırlığı 20 gr.’dan 100 gr.’a kadar değişmektedir.

 • Tedaviye vajinada taşınabilen en hafif koni ile başlanır.

• Koni vajinaya yerleştirilir ve koninin düşmemesi için hasta pelvis taban kasını kasar. Hasta yanlış kasını kastığı zaman koni vajinadan düşer.

• Koni günde 3 kez 20 dk. Süreyle taşınabildiğinde ağırlığı kademeli olarak artırılır.

Koniler uygulandıkça aşk kasları güçlenecektir. Vajina daralacak kanlanma artacaktır. Daha mutlu ve doyumlu cinsel hayat olacaktır.

Biofeedback ile Vajina Daraltma

Biofeedback Kegel egzersiz tedavi yöntemi, normal doğum sonrasında ya da yapısal nedenlerle vajende meydana gelen deformasyona bağlı olarak ortaya çıkan cinsel işlev bozukluklarında, idrar kaçırma durumlarında, hafif derecedeki rahim sarkmalarında, vulvadini (kadın genital dış bölgesi ağrısı), ağrılı ilişki (disparoni), cinsel işlev bozukluğu (vajinal gevşeklik, hissizlik vb.) ve vajinismus (ilişkiye girememe) tedavisinde kullanılır. Biofeedback Kegel egzersiz tedavi yöntemi ile idrar kaçırmanın yanı sıra ağrılı ilişki, vajinismus, cinsel fonksiyon bozukluğu (orgazm sorunu, vajinal gevşeklik, hissizlik vb.) gibi problemlerde %70-85 arasında başarı sağlamaktadır.


Biofeedback Kegel egzersiz tedavi yöntemiyle ameliyatsız, yan etkisiz bir şekilde tedavi sağlanmaktadır.

Biofeedback Kegel Egzersiz tedavisi, vajene uygulanan bir sistem aracılığıyla kadının sorunlarına göre vajen bölgesindeki kaslarının güçlendirilmesini ve bu kasların doğru ve koordineli çalışmasını sağlayan son dönem tedavi yöntemidir. Bu şekilde kadının vajen bölgesinin dış 1/3’ündeki kaslarını hissetmesi ve onları çalıştırması öğretilir. Böylece o kasların güçlenmesi ve gelişmesi sağlanır. Pelvik tabandaki destek arttığı için, o bölgenin gücü de arttırılmış olur.
           

Biofeedback Kegel egzersiz tedavisi bir sistem aracılığıyla yapılır. Sistem, vajinal bölgeye uygulanır ve egzersiz programı düzenlenir. Uygun vakalarda biofeedback tedaviye alınan hastaların seansları yaklaşık 15-20 dakika sürmektedir. Hastanın durumuna, sorunun derecesine, hastanın seanslara katılma sıklığına ve motivasyonuna bağlı olarak tedavi 1-2 seans uygulanabildiği gibi daha fazla seans da gerekebilir. Biofeedback Kegel egzersiz tedavisi ile idrar kaçırma ve cinsel işlev bozukluğu olan uygun vakalarda ameliyatsız ve yan etkisiz bir şekilde sonuç alınmaktadır.

Normal doğum yapanlarda son aylarda bebeğin ağırlığının annenin çatı bölgesindeki kas ve bağlara yüklenmesi ve normal doğumun o bölgede yaptığı deformasyon sonucu yaş ilerledikçe idrar kaçırma, vajende sarkma veya cinsel fonksiyon bozukluğu (hissizlik, vajeni bol hissetme vb.) olabilir. Lohusalık döneminden sonra Biofeedback Kegel egzersiz tedavi yöntemi ile o bölgedeki kaslar güçlendirilerek ilerleyen yıllarda yaşanabilecek sorunların önüne geçilmektedir.

Cinsel fonksiyon bozukluğu (vajinal gevşeklik, hissizlik vb.) olan kadınlarda da Biofeedback Kegel egzersiz tedavi yöntemi ile ameliyata gerek kalmadan sonuç alınmaktadır.
 

Biofeedback Kegel egzersiz tedavi yöntemi ile kadının o bölgesindeki kaslarının koordineli çalışması sağlanarak güçlendirilir ve vajinanın daralması ve kanlanması artırılır. Bu da  cinsel fonksiyon bozukluğunun çözümü yolunda bir tedavi şekli olarak bize yardımcı olur.

Hifu Uygulaması

Güncel geliştirilmiş HIFU tekolojisi üzerine kurulmuş en yeni vajinal daraltma uygulamasıdır. Tamamen non-invaziv ve ultrasonik bir uygulamadır. USG teknolojisi kullanılmaktadır.

Vajinanın mukoza altındaki katlarda,  termal hasar sayesinde vücudun kendi kolajen sentezini uyarır. Bu, güçlü bir sıkılaştırıcı etkiye sahiptir . Çünkü HIFU ultrasonik enerji ile mukoza altı ve lamina propria katlarında 3mm. ve 4.5mm. derinliklerde etki ederken, mukoza hasarı kesinlikle oluşturmadan vajinal sıkılaştırma etkisini non-invaziv olarak yapabilen tek teknolojidir. 

Non-Invaziv, mukoza hasarı yapmaz, anestezi gerektirmez.